7 Ocak 2011 Cuma

Biz burda turşu mu satıyoruz a efendiler!...

Efendim, beni bilen bilir: Kimseye haksız yere sataşmadığım kimin, hakkaniyet ilkelerine pek sadık vedahi kanun ve kurallara pek riayetkâr bir vatandaşımdır. İsmi lazım değil, bazı arkadaşlar gibi, okulun talebe girişi dururken hâce kapısından duhul etmeye tenezzül etmeyip, ne idüğü kendinden menkul asayiş sorumluları ile muhatap olmayı zul sayar, geç kaldığım derse girmez, randevularımda kimseyi bekletmez vedahi beş dakikadan fazla feriştahını beklemez bir âdemdirim. Kimseciklere eyvallahım, kimseden korkum vedahi verilemecek hesabım yoktur; Yüce Allah ü Tâala ve takaddes hazretlerinden mâada. Mülayim fıtratımızdan olsa gerek, çevremizdeki birtakım arkadaşlar bizi kum torbası belledi ellaham ki, şu naçiz blognotları'mıza demedik laf, etmedik lakırdı bırakmadılar. Biz kimin tavuğuna kış demişiz a efendiler. Lâkin gel de anlat bunu haldan bilmeze.


Neyse efendim, şimdi "Yahu Sıtkı Beyimiz, nedir bu celalet, kimdir sizi bu derece kızgınlaştıran; deyiverin adlarını, çökertelim mektep çıkışı tenhaya, binelim enselerine, şapadanak halledelim mevzuu!" dediğinizi duyar gibiyim lakin gerek yok ey kaari-i güzin. Gerekirse ben hallederim, çok şükür ikisini de istediğim dakka kanadından tuttuğum kimin boyunca kaldırır bila tereddüt aynı hız ile yere indiririm ancaak gerek yok. Kalem ile de haklarından gelmek zor değil nitekim kalemimiz ikisini üstüste kor havada yer değişttittiri evel Allah. İsimlerini dercetmek yakışık almaz, zira biliriz kim sevenizmiz çoktur, maazallah heriflerin yolunu keser, başlarına iş açarlar, bize yakışmaz ancak mevzuu arzedeyim:

Bu feylesof mizaçlı Kurtluceviz vü Depolitik vatandaşlar, birer blog açuben karşımıza dikilmiş, bizi kalem savaşına davet ediyor, blogunotları'mıza laf söylüyor vesaire... Esasen, dediğim kimin ikisinin kafasını tutup, kafaları arasındaki mesafeyi hızla sıfırlayuben hadlerini bildirirdim lakin hem kaba kuvvet bize gelmez, hem de çıkan sesten konukomşu vedahi taksici rahatsız olur diye, kendilerini "Madem kaleminiz yetiyor, buyrun sanal aleme, orda kalem ile kapışalım efendiler!" deyip polemike davet ettim. Sağolsunlar, "Madem öyle, siz önden buyurun, ilk yazıyı yazın!" deme nezaketinde bulundular. Sizden korkan sizden beter olsun a efendiler, yazdım nitekim; buyrun verin cuvabınızı. Bizim yazılarımız gündem belirleyor: Bakınız Ceride-i Cumhuriyet'in tersten slogan okuttuğunu yazdıktan sonra necip basınımıza dank etti de Engin Ardıç efendi bir makale döşendi. Ondan önce biz yazdık idi. Hey yavrum heeyyy!..

Ancaaak, siz bilmezsüz, ben bilirüm kim, bu polemik işinin de bir adabı, çeşitli ritüelleri vardır. Onları şuracığa dercebüben yazımı bitireceğim. Anlamadığınız kelimeler olursa (ya da anladığınız "ve", "gibi" bağlaçlar haricinde kalan kelimeleri) Ferit Devellioğlu beyin Lugatında tafsilatıyla bulabilirsiniz, ona müracaat edin, beni yormayın.

Madem kabul ettiniz polemike girmeyi, öyle blog sizin diye bir yazıyı on beşe taksim edip, kafanıza estikçe siteye girmeyin; ne diyeceğinizi aklınızda toplayın, bir defada dercedin ve benden cevabi yazı gelmeden ateşlenmeyin. Bundan maadaki kuralları zaman içinde öğrenirsüz, beni takip edin kâfi. Biz burda milleti irşad ediyoruz, turşu satmıyoruz evel Allah!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder